İçinizdeki Çocuk güçlü bir varlıktır. Sizin varlığınızın tam özünde yaşar.
Şimdi sağlıklı ve mutlu, küçük bir çocuk düşünün. Bu çocuğu zihninizde canlandırırken onun ne kadar hayat dolu olduğunu hissedin. Bu çocuk, büyük bir merakla çevresini keşfeder, duygularını açıkça ifade eder; canı yandığında ağlar, kızdığında bağırır, mutluluğunda gülümser ve içten bir kahkaha atar. Bu çocuk, aynı zamanda çok hassastır ve içgüdüsel davranır; kime güvenip kime güvenmeyeceğini bilir. Oynamayı ve keşfetmeyi sever, her bir dakikanın yepyeni ve harikalarla dolu olduğunu bilir.
Zaman geçtikçe çocuk kendisini yetişkin dünyasının tam ortasında bulup yetişkinlere has düşünceler, talepler ve gereksinimler, duyguların ve içgüdülerinin sesini bastırmaya başlar. Aileler ve öğretmenler: “Kendine fazla güvenme, duygularını bir kenara bırak. Onu söyleme, bunu dile getirme. Bizim yaptığımız gibi yap, en iyisini biz biliriz” derler.
Zamanla, çocuğa hayat veren tüm bu nitelikler -merak, kendiliğindenlik, hissetme yeteneğini saklanmaya zorlanır. Yetişmekte olan çocuk, hayatta kalma adına mutlu çocuk ruhunu derinlere saklayıp hapseder. Fakat bu İçsel Çocuk asla büyümez; o, canlı canlı derinlere gömülmüştür ve özgür olacağı zamanı beklemektedir. (Lucia Capacchione)
Gerçek bir insan olabilmemiz için, İçimizdeki Çocuk’un kucaklanmaya ve düşüncelerini açıklamaya ihtiyacı var.
Özgürlüğe bir adımda birlikte atabilmek adına yetişkin Masal Seanslarında siz de kendinize bir şans verin!